Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM)Müdürü Serkan Avcı, Tramer’den başlayıp tüm branşları kapsayan büyük bir veri ve gözetim ekosistemine dönüşen SBM’nin bugün geldiği noktayı, işlem hacmini, suistimalle mücadeledeki rolünü ve gelecek vizyonunu anlattı.
TSB Başkanı Uğur Gülen ile sigorta uzmanı Zeynep Türker’in sunduğu Sigortacı Kafası programına konuk olan Avcı, “Biz sadece veri toplamıyoruz; veriden öngörü üretmeye çalışıyoruz” diyerek SBM’nin sektördeki konumunu özetledi.
Avcı, SBM’nin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde, TSB çatısı altında tüzel kişiliğe sahip bir organizasyon olarak kurulduğunu hatırlattı. Kurumun temel misyonunu ise şu sözlerle ifade etti:
“Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, sigortalıların ve sigorta sözleşmelerinden menfaat sağlayacak kişilerin bilgilerini, kamu otoritesinin belirlediği çerçevede sektöre fayda sağlayacak şekilde paylaşan bir kurum.”
Tramer adıyla trafik sigortasına odaklı bir veri merkezi olarak başlayan yapının bugün çok daha geniş bir role sahip olduğunu vurgulayan Avcı, “TRAMER adıyla başladık ama bugün sigortacılığın tüm branşlarını kapsayan bir yapıdayız” dedi.
Tramer’den SBM’ye uzanan dönüşüm
Başlangıçta yalnızca trafik sigortası verisini hedefleyen Tramer’in, zamanla sağlık, kasko, hayat gibi diğer branşların da veri ihtiyacını karşılar hale geldiğini anlatan Avcı, 2008’de farklı “mer” yapıların Sigorta Bilgi Merkezi çatısı altında birleştiğini, 2011’de ise Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi adını aldıklarını söyledi. Bu dönüşümle birlikte kuruma “gözetim” rolünün de verildiğini belirten Avcı, RegTech uygulamalarıyla uzaktan denetim fonksiyonlarının giderek güçlendiğine işaret etti.
Poliçe, hasar, reasürans… ve çok daha fazlası
SBM’nin yalnızca sigorta şirketlerinden gelen poliçe ve hasar verilerini değil, sigorta dışı birçok kamu verisini de entegre ettiğini anlatan Avcı, “Temelde poliçe, hasar ve reasürans verilerini topluyoruz ama bunun yanında kimlik, adres, kaza tutanakları, eksper raporları gibi çok sayıda çevresel veri de sistemimizde yer alıyor” dedi.
Eksper raporları, kaza tespit tutanaklarındaki çizimler gibi doküman bazlı bilgilerin de merkezde saklandığını belirten Avcı, “Yapısal olmayan verileri de işlenebilir hale getirmeye çalışıyoruz” ifadesini kullandı. Bu sayede verinin analitik değeri artıyor, sektör için anlamlı bilgiye dönüşüyor.
Vatandaşın bildiği Tramer büyüdü: “Sicil kaydı” dönemi
SBM denince vatandaşların aklına hâlâ Tramer ve 5664 geliyor. Avcı, bu algının doğru bir temeli olduğunu ancak hizmetin kapsamının ciddi biçimde genişlediğini söyledi:
“Vatandaşın gözünde hâlâ TRAMER olarak biliniyoruz ama artık bir aracın başına gelen her şeyi uçtan uca gösteren bir sicil kaydı sunuyoruz.”
Bu yıl devreye alınan “sicil kaydı” uygulamasıyla araçların hasar geçmişi, kaskosuzluk dönemleri ve el değiştirme sayıları tek bir çerçevede görülebiliyor. Avcı, “Bir ekspertize gittiğinizde önünüze çıkan ilk şey Tramer belgesi; bu belgeyle aracın geçmişini çok net görebiliyorsunuz” diyerek sistemin sahadaki önemini vurguladı.
“Türkiye’de yılda 7–8 milyon araç el değiştiriyor”
Araç sorgularının SBM’nin en yoğun kullanılan hizmetlerinden biri olduğunu belirten Avcı, “Türkiye’de yılda 7–8 milyon araç el değiştiriyor ve bu araçların neredeyse tamamı SBM verileriyle kontrol ediliyor” dedi. Vatandaşların yanı sıra ekspertiz şirketleri ve ihale platformlarının da sistemi yoğun kullandığını ifade eden Avcı, bu nedenle verinin doğruluğu ve güvenilirliğinin kritik önemde olduğuna dikkat çekti.
Sigorta şirketleri için merkezi bir altyapı
Sigorta şirketlerinin SBM’yi risk değerlendirme, fiyatlama ve suistimal kontrollerinde merkezi bir veri tabanı olarak kullandığını anlatan Avcı, işlem hacmini çarpıcı rakamlarla ortaya koydu:
“Bugün merkezimizde günde yaklaşık 300 milyon sorgu gerçekleşiyor; bu da orta ölçekli bir bankanın işlem hacmine ulaşmış durumda.”
Poliçe üretimi sırasında saniyede 10 binin üzerinde sorgu alınabildiğini belirten Avcı, dijitalleşmenin SBM üzerindeki yükü her geçen gün artırdığını söyledi.
Noter entegrasyonu ve anlık poliçe kontrolü
Türkiye Noterler Birliği ile kurulan entegrasyonun SBM’nin en büyük işlem alanlarından biri olduğunu ifade eden Avcı, araç satışında trafik poliçesi varlığının SBM üzerinden kontrol edildiğini, böylece süreçlerin dijitalleştiğini ve hızlandığını anlattı.
2017’den bu yana “kokpit” dönemi
SBM’nin yalnızca sorgu servisleri değil, iş zekâsı ve raporlama tarafında da sektöre hizmet verdiğini belirten Avcı, 2017’den itibaren sigorta şirketlerine “kokpit” sunduklarını söyledi. Bu platformlar sayesinde şirketler hem kendi verilerini analiz edebiliyor hem de sektörün genel gidişatını dashboard’lar üzerinden izleyebiliyor.
Hasar ve reasürans verileri anlık akıyor
Avcı’nın aktardığına göre bugün kasko, trafik, ferdi kaza, sağlık ve hayat dahil olmak üzere tüm poliçeler üretildiği anda SBM’ye geliyor. Hasar verileri ise ihbardan ödeme aşamasına kadar anlık olarak akıyor. Reasürans tarafında da kapsam genişliyor:
“2025 yılı itibarıyla kefalet branşında hem poliçe hem reasürans verilerini toplamaya başladık” diyen Avcı, yangın ve mühendislik branşlarında da trete ve reasürans verilerinin merkeze akmaya başladığını söyledi.
Suistimalle mücadelede veriden öngörü
SBM çatısı altındaki Sigorta Suistimallerini Engelleme Bürosu’nun (SİSEB) rolüne özel bir parantez açan Avcı, yaklaşımı net bir cümleyle özetledi:
“Biz sadece veri toplamıyoruz; veriden öngörü üretmeye çalışıyoruz.”
Tek tek bakıldığında fark edilmeyen ilişkilerin, tüm veri analitik bir ağ üzerinde toplandığında ortaya çıktığını belirten Avcı, “Bir hasarın tekil mi yoksa organize bir yapı mı olduğunu veriye bakarak anlayabiliyoruz” dedi. Bu analizlerin gerektiğinde kolluk kuvvetlerine intikal eden süreçlere kadar uzandığını ifade etti.
“Dünyada bire bir örneği yok”
SBM’nin dünyadaki benzerleriyle kıyaslandığında benzersiz bir yerde durduğunu vurgulayan Avcı, “Çok karşılaştırılabilir bir örnek yok” diyerek Hindistan ve Güney Kore’deki bazı yapılanmaların en yakın örnekler olduğunu söyledi. Kuzey Amerika’da ise bu alanın daha çok özel şirketler ve gönüllülük esaslı modellerle yürüdüğünü aktardı.
Sigorta skoru ve yapay zekâ vizyonu
Geleceğe ilişkin değerlendirmelerinde yapay zekâ ve skor modellerine dikkat çeken Avcı, “Bilgi çağından zeka çağına geçiyoruz; yapay zekâ artık bizim adımıza kod yazmaya başladı” dedi. Kredi skoruna benzer şekilde sigorta skorlarının üretilebileceğini belirten Avcı, “Bu ölçekte yapay zekâ yatırımlarını her şirketin tek başına yapması zor; merkezi bir sigorta zekâsı modeli çok daha verimli olur” görüşünü paylaştı.
Açık sigortacılık: “SBM doğal bir giriş kapısı”
Açık sigortacılık başlığında SBM’nin potansiyel rolüne değinen Avcı, “Açık sigortacılık için SBM doğal bir giriş kapısı olabilir” dedi. Bunun için mevzuatın netleşmesi ve paylaşılabilecek API’ların tanımlanması gerektiğini vurguladı.
Güvenlik, insan kaynağı ve dayanıklılık
Merkezde tutulan verinin hassasiyetine dikkat çeken Avcı, “Veri güvenliği bizim için en az verinin kendisi kadar önemli” dedi. Siber güvenlikte yüzde 100 güvenliğin mümkün olmadığını belirterek, “Önemli olan saldırı yüzeyini sürekli daraltmak ve hızlı müdahale edebilmek” ifadesini kullandı.
Bugün SBM’de 315 kişinin çalıştığını, ekibin yüzde 85’inin teknik profillerden oluştuğunu söyleyen Avcı, yapay zekâ yetkinliği olan insan kaynağını büyütmeyi hedeflediklerini anlattı. İstanbul depremi riskine de değinen Avcı, kurumsal dayanıklılık ve iş sürekliliğinin önümüzdeki dönemin en kritik gündemlerinden biri olduğunu vurguladı.