Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısı 34 milyona yaklaşırken, zorunlu trafik sigortasında “hasarsızlık indirimi” tartışması yeniden gündemin üst sıralarına çıktı. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) yayımladığı yeni trafik sigortası genelgesinin ardından, 1 Ocak 2026 itibarıyla “sürücü temelli trafik sigortası”na geçileceği yönündeki haberler kamuoyunda ciddi bir beklenti ve aynı zamanda kafa karışıklığı yarattı.
Son günlerde basında yer alan iddialara göre; zorunlu trafik sigortasında prim tarifeleri ve hasarsızlık basamakları yeniden düzenlenecek, hasarsızlık indirimi ilk kez araca değil sürücüye bağlı hale getirilecek. Ancak sektör temsilcileri, bu yöndeki haberlerin henüz resmi bir düzenlemeye dayanmadığına dikkat çekerek, kamuoyunu temkinli olmaya çağırıyor.
Mevcut sistem: Hasarsızlık araca bağlı
Hâlihazırda yürürlükte olan uygulamada, zorunlu trafik sigortasında hasarsızlık basamağı araç üzerinden belirleniyor. Uzun yıllar boyunca hasarsız araç kullanan bir sürücü, yeni bir araç satın aldığında basamak kaybı yaşayabiliyor ve daha yüksek primle karşılaşıyor. Buna karşılık sık kaza yapan sürücüler, araç değiştirerek daha düşük primli basamaklardan yeniden sisteme dahil olabiliyor.
Bu durum uzun süredir sektör içinde “iyi sürücüyü cezalandıran bir yapı” olarak eleştiriliyor.
“İyi sürücüyü cezalandıran adaletsizlik” tartışması

Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Sigorta Komisyonu Başkanı Tursan Bağcı, İstanbul’da 5 yıl ve üzeri hasarsız bir sürücünün bugün yaklaşık 7.500 TL trafik sigortası primi ödediğini hatırlatarak, ikinci araç alımında basamağın 4’e düşmesiyle bu tutarın 15 bin TL’nin üzerine çıktığını belirtti.
Bağcı’ya göre, mevcut sistemde hasarlı sürücüler araç değiştirerek avantaj elde ederken, hasarsız sürücüler dezavantajlı konuma düşüyor. Bu nedenle, hasarsızlık indiriminin sürücüye bağlanması uzun süredir dile getirilen bir beklenti olarak öne çıkıyor. Bağcı ayrıca Türkiye’de sürücülerin yaklaşık yüzde 90’ının “iyi sürücü” kategorisinde yer aldığını vurguluyor.
Resmî düzenleme var mı?
Ancak Özhedef Sigorta Kurucu Ortağı Abdulcelil Alkış, 1 Ocak 2026 itibarıyla “sürücü temelli trafik sigortası”na geçileceği yönündeki haberlerin, şu aşamada herhangi bir resmî mevzuata dayanmadığını ifade ediyor.
Alkış, SEDDK tarafından yayımlanmış herhangi bir tebliğ, genelge ya da Resmî Gazete kararı bulunmadığını belirterek, mevcut araç bazlı sistemin aynen devam ettiğini söylüyor.
“Hasarsızlık hakkı aracın değil, sürücünün davranışının sonucu”
Alkış, bugün yürürlükte olan sistemin yapısal bir adaletsizlik yarattığını dile getiriyor. Sürücü aracını sattığında, yıllarca kazandığı hasarsızlık indirimini de kaybettiğini hatırlatan Alkış, bu hakkın aracın değil, sürüş davranışının sonucu olduğunu vurguluyor.
Alkış’a göre, kurallara uyan sürücülerin ödüllendirilmesi, riskli davranış sergileyen sürücülerin ise gerçek maliyetleriyle karşılaşması sigortacılığın temel mantığıyla örtüşüyor.
“Resmî düzenleme yok, beklenti oluşturuluyor”
Akçakaya Sigorta Müdürler Kurulu Başkanı Ümit Güven Akçakaya da açıklamaların herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığını ve kişisel yorumların resmî düzenleme varmış gibi sunulduğunu belirtiyor.

Mevcut uygulamada, bir sigortalının ikinci araç edinmesi halinde, mevcut aracının hasarsızlık basamağına bakılmaksızın yeni aracın başlangıç basamağı olan 4. basamaktan sigortalandığını hatırlatan Akçakaya, bu uygulamanın hâlen geçerli olduğunu vurguluyor.
SİGORTALILAR ARAÇ ALIMINI 1 OCAK SONRASINA ERTELİYOR
Akçakaya’ya göre, bu tür haberler bazı sigortalıların ikinci araç alımını 1 Ocak sonrasına ertelemesine kadar varan yanlış beklentiler yaratıyor.
Hasar indiriminde iyi sürücülerin ödüllendirileceği bilgisi “2019/9 SAYILI KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASININ UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENELGE (2025/20)” ye dayandırılıyor. Ancak genelgede konuya ilişkine net bir bilgi olmadığı kaydedildi.
GÖZLER SEDDK'DA..AÇIKALAMA YAPILACAK MI?
Özetle; hasarsızlık indiriminin sürücüye bağlanması, sektörün uzun süredir tartıştığı ve birçok paydaşın adil bulduğu bir model olarak öne çıkıyor. Ancak bugün itibarıyla resmî bir düzenleme bulunmuyor. KOnuyla ilgili olarak SEDDK tarafından açıklama yapılması bekleniyor
Veriler ne söylüyor?
Türkiye Sigorta Birliği’nin geçmiş dönem verileri de tartışmayı besleyen önemli göstergeler sunuyor. Buna göre trafikteki araçların yaklaşık yüzde 80’i hasarsızlık indiriminden yararlanırken, toplam hasar maliyetlerinin büyük bölümü yüzde 20’lik riskli sürücü grubundan kaynaklanıyor. 2024 yılında artan yedek parça ve işçilik maliyetleri nedeniyle trafik sigortası hasar giderlerinin yüzde 70’in üzerinde yükseldiği de dikkat çekiyor.