Sol Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Advertisement
16.12.2025
weather
5°
Sigorta Kulisi Sektör DASK Başkanı Hande Akın: Depremler sadece bölgesel değil, ulusal bir ekonomik risk

DASK Başkanı Hande Akın: Depremler sadece bölgesel değil, ulusal bir ekonomik risk

DASK Başkanı Hande Akın, Dünya Bankası’nın Financial Protection Forum’unda Türkiye’nin afetlere karşı finansal koruma modelini anlattı. Zorunlu Deprem Sigortası’nın ulusal dayanıklılıktaki kritik rolü öne çıktı

DASK Yönetim Kurulu Başkanı Hande Akın, Dünya Bankası’nın afet finansmanı alanındaki küresel bilgi platformu Financial Protection Forum’da yayımlanan özel söyleşide, Türkiye’nin afet risklerine karşı geliştirdiği finansal koruma modelini anlattı. 

Akın, Zorunlu Deprem Sigortası’nın yalnızca bireysel konut sahipleri için değil, ülke ekonomisinin tamamı için kritik bir dayanıklılık mekanizması olduğunu vurgulayarak, kamu, sigorta sektörü ve teknik altyapının birlikte güçlenmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Önümüzdeki dönemde sigortalılık oranını artırmaya ve afetlere karşı finansal korumayı daha geniş kesimlere yaymaya odaklanacaklarını ifade etti.

Türkiye’nin deprem riski yüksek bir coğrafyada yer aldığını hatırlatan Akın, afetlere karşı mücadelenin yalnızca kriz anındaki müdahalelerle sınırlı kalmaması gerektiğini belirtti. “Depremler doğaları gereği yalnızca yaşandıkları bölgeyi değil, ekonomik etkileri nedeniyle tüm ülkeyi etkiliyor” diyen Akın, bu nedenle önleyici ve hazırlayıcı finansal mekanizmaların hayati önem taşıdığını dile getirdi.

“Depremlere karşı önlem almak kaçınılmaz”

Söyleşide Türkiye’nin afet risk profilini değerlendiren Hande Akın, son 60 yılda ülkede en sık yaşanan afet türünün depremler olduğuna dikkat çekti. Ülkenin büyük bir bölümünün deprem kuşağında bulunduğunu vurgulayan Akın, şu ifadeleri kullandı:

“Depremler yalnızca meydana geldikleri bölgeyi değil, ekonomik açıdan tüm ülkeyi etkiliyor. Bu nedenle depremlere karşı önleyici tedbirler almak kaçınılmaz.”

Bu noktada Zorunlu Deprem Sigortası’nın rolüne işaret eden Akın, DASK’ın konutları birim bazında teminat altına almasının yanı sıra, ülke genelinde oluşturulan bir finansal güvence havuzu olarak çalıştığını ifade etti.

DASK: Ulusal ölçekte bir finansal güvenlik mekanizması

Hande Akın, Zorunlu Deprem Sigortası’nın afet sonrasında devreye giren en önemli mali araçlardan biri olduğunu belirterek, DASK’ın depremden etkilenenler için bir güvenlik mekanizması sunduğunu söyledi. Türkiye modelinin kamu-özel sektör ortaklığı üzerine inşa edildiğini vurgulayan Akın, bu yapının bilinçli olarak tercih edildiğini dile getirdi:

“Modelimiz; tüm konutların uygun primlerle sigortalanmasını, riskin paylaşılmasını ve finansal yükün uluslararası reasürans piyasaları aracılığıyla dağıtılmasını hedefliyor. Böylece devletin afet sonrası üzerindeki mali yükü de azaltılmış oluyor.”

1999 Marmara Depremi sonrası atılan adımlar

Söyleşide DASK’ın kuruluş sürecine de değinen Akın, 1999 Marmara Depremi’nin Türkiye için bir kırılma noktası olduğunu belirtti. Bu depremin ardından kamu otoritelerinin, depremlerin yol açtığı zararları azaltmak amacıyla kapsamlı önlemler aldığını ifade eden Akın, en kritik adımlardan birinin Zorunlu Deprem Sigortası için düzenleyici çerçevenin oluşturulması olduğunu söyledi.

DASK’ın 2000 yılından itibaren konutlar için teminat sunmaya başladığını hatırlatan Akın, Zorunlu Deprem Sigortası’nın depremle birlikte yangın, patlama, yer kayması ve tsunami gibi riskleri de kapsadığını vurguladı.

“Binanın tamamen kullanılamaz hâle gelmesi ya da kısmen hasar görmesi fark etmeksizin, yapıdaki fiziksel hasar için en hızlı tazminatın ödenmesi temel hedeflerimizden biri.”

Sigortalı konut sayısı 11,5 milyonun üzerine çıktı

DASK Yönetim Kurulu Başkanı Hande Akın

DASK’ın yıllar içindeki gelişimini anlatan Hande Akın, 1999 Marmara Depremi sonrasında yaklaşık 500 bin olan sigortalı konut sayısının bugün 11,5 milyonun üzerine çıktığını, sigortalılık oranının ise yüzde 57 seviyesine ulaştığını belirtti.

Deprem farkındalığını artırmaya yönelik çalışmalara da değinen Akın, DASK’ın kamuoyunu bilinçlendirmeye yönelik projeler yürüttüğünü, operasyonel kapasitenin ise Acil Durum Operasyon Merkezi ve geliştirilen hasar sistemleriyle önemli ölçüde güçlendirildiğini ifade etti.

“Bugün kesintisiz şekilde hasar ihbarı alabiliyor ve 24 saat içinde eş zamanlı olarak on binlerce dosyayı açabiliyoruz.”

Kahramanmaraş depremleri: “Hazırlıklıydık”

Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin süreci değerlendiren Akın, DASK’ın büyük ölçekli bir afet için hem operasyonel hem de finansal açıdan hazır olduğunu vurguladı.

“Depremden önce kritik adımlar atmıştık. Bu sayede hem operasyonel hem de finansal olarak hazır durumdaydık.”

Depremin hemen ardından tam kapasiteyle çalışmaya başladıklarını belirten Akın, ağır hasarlı binalar için resmi tespitlere dayanarak hasar dosyalarının proaktif biçimde açıldığını ve ilk ödemelerin 24 saat içinde yapıldığını söyledi.

“Önceliğimiz ödemeleri en kısa sürede yapmak”

Hande Akın, DASK’ın en temel önceliklerinden birinin sigortalılara ödemelerin mümkün olan en kısa sürede ulaştırılması olduğunu vurguladı. Kahramanmaraş depremleri sonrasında devreye alınan avans ve hızlı ödeme sistemlerinin bu yaklaşımın bir sonucu olduğunu ifade eden Akın, yüz binlerce konut için hızlı finansal destek sağlandığını belirtti.

Hedef: Sigortalılık oranını artırmak

Önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerini de paylaşan Akın, Zorunlu Deprem Sigortası’nda sigortalılık oranını artırmanın temel önceliklerden biri olduğunu söyledi.

“Sigorta sektörüyle iş birliğini daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Acenteler, bankalar ve dijital platformlar aracılığıyla sigortaya erişimi genişletmeyi hedefliyoruz.”

İklim değişikliğiyle birlikte doğal afet risklerinin çeşitlendiğine dikkat çeken Akın, finansal koruma sistemlerinin de bu yeni risklere uyum sağlayacak şekilde geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye modeli uluslararası alanda örnek gösteriliyor

Financial Protection Forum’daki söyleşide, Türkiye’nin DASK modeliyle uluslararası alanda yakından takip edildiğini belirten Akın, kamu, sigorta sektörü ve teknik altyapı arasındaki güçlü iş birliğinin bu başarının temelini oluşturduğunu ifade etti.

“Türkiye’nin afet finansmanı alanındaki deneyimi, benzer risklere sahip ülkeler için önemli dersler içeriyor.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *