Sol Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Advertisement
14.12.2025
weather
10°
Sigorta Kulisi Sektör Bora Akdoğan: Bir risk yöneticisi, Avrupa’da 30 yılda kazanacağı deneyimi Türkiye'de 3-5 yılda kazanıyor

Bora Akdoğan: Bir risk yöneticisi, Avrupa’da 30 yılda kazanacağı deneyimi Türkiye'de 3-5 yılda kazanıyor

Kurumsal Risk Yönetimi Derneği Başkanı Bora Akdoğan, risk yönetimi, kriz yönetimi, sigorta, ESG ve iş sürekliliği ekseninde kurumların artan risklerle nasıl başa çıktığını anlattı

Kurumsal Risk Yönetimi Derneği (KRYD) Yönetim Kurulu Başkanı Bora Akdoğan, risk yönetiminin günlük hayatın ve kurumların ayrılmaz bir parçası hâline geldiğini belirterek, günümüz dünyasında risk yöneticilerinin yalnızca teknik bir rol üstlenmediğini, aynı zamanda stratejik bir “entegratör” olarak görev yaptığını vurguladı.

Akdoğan, risk yönetiminin artık sadece olası tehditleri listelemekten ibaret olmadığını; jeopolitik gelişmelerden ekonomik dalgalanmalara, iklim krizinden tedarik zinciri kırılmalarına kadar çok katmanlı bir yapıyı kapsadığını ifade etti.

“Bir insan günde en az 400 riskle yaşıyor”

Risk kavramının yalnızca kurumlara özgü olmadığını hatırlatan Akdoğan, bireysel hayatta bile insanların her gün yüzlerce riskle karşı karşıya olduğunu söyledi:

“Çalışıyor olsanız da olmasanız da, tatilde olsanız bile uyandığınız anda riske maruzsunuz. Riskler var ve onları yok sayamayız.”

Bu tablo kurumlara taşındığında risklerin hem sayısının hem de etkisinin katlanarak arttığını belirten Akdoğan, bir risk yöneticisinin güne başlamadan önce bile risk gündeminin şekillenmiş olabildiğini ifade etti.

Türkiye, risk yöneticileri için “yoğun deneyim laboratuvarı”

Türkiye’nin dinamik yapısının risk yöneticileri açısından çok özel bir deneyim alanı sunduğuna dikkat çeken Akdoğan, FERMA (Avrupa Risk Yönetimi Dernekleri Federasyonu) bünyesinde paylaşılan çarpıcı bir tespiti aktardı:

“Kuzey Avrupa’daki bir risk yöneticisinin 30 yılda edinemeyeceği deneyimi, Türkiye’de bir risk yöneticisi 3–5 yılda kazanabiliyor.”

Jeopolitik riskler, ekonomik dalgalanmalar, afetler ve regülasyon değişikliklerinin eş zamanlı yaşanabildiği Türkiye’de, risk yöneticilerinin sürekli tetikte olmak zorunda olduğunu vurguladı.

50 ana risk başlığı, tek bir ekosistem

Kurumsal risk yönetiminde yalnızca şirket içinin değil, tüm ekosistemin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Akdoğan, risk evrenlerinin genellikle 5 ana başlık ve bunlara bağlı 50’ye yakın alt riskten oluştuğunu belirtti.

Bu başlıklar arasında şunlar yer alıyor:

Jeopolitik ve ekonomik riskler

Operasyonel riskler (İSG, afetler, iş kazaları)

Uyum ve mevzuat riskleri

ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) riskleri

Finansal riskler (kur, faiz, enflasyon, likidite)

“Bayiniz, tedarikçiniz, müşteriniz veya çalışanınız etkileniyorsa siz de etkileniyorsunuz. Risk yönetimi ekosistem işidir.”

Risk yönetimi nerede biter, kriz yönetimi nerede başlar?

Akdoğan’a göre risk gerçekleştiği anda süreç otomatik olarak kriz yönetimine evriliyor. Ancak kriz yönetimini yalnızca iletişimle sınırlamak büyük bir hata:

“Kriz yönetimi sadece kriz iletişimi değildir. Operasyonun, stratejinin ve kurum kültürünün de bu süreci desteklemesi gerekir.”

İyi hazırlanmış iş sürekliliği planlarının, kriz anında şirketlerin ayakta kalmasını sağladığını vurgulayan Akdoğan, risk yöneticilerinin kriz masalarında giderek daha merkezi roller üstlendiğini ifade etti.

Risk kültürü yoksa, denetim tek başına yetmez

Risk yönetiminin en kritik boyutunun “risk kültürü” olduğunu vurgulayan Akdoğan, risk yöneticilerinin masa başından sahadaki riskleri yönetemeyeceğini söyledi:

“Ben plazanın 20’nci katında oturarak fabrikadaki, madendeki riski yönetemem. Süreç sahibi operasyon ekipleridir.”

Bu nedenle risk yöneticilerinin temel görevinin, kurum genelinde farkındalık yaratmak, risk iştahını ve toleransını netleştirmek olduğunu ifade etti.

Sigorta bilgisi risk yöneticisi için neden kritik?

“Bir risk yöneticisi sigortayı bilmeli mi?” sorusuna net yanıt veren Akdoğan, ideal risk yönetimi modelinin sigorta bilgisiyle stratejik risk bakışını birleştirdiğini söyledi.

“Sigorta, risk transferinin temel araçlarından biridir. Sadece stratejik risk bilen ya da sadece sigorta bilen profiller eksik kalabiliyor.”

Son yıllarda şirketlerin bu iki fonksiyonu aynı çatı altında birleştirmeye yöneldiğini belirten Akdoğan, bu yaklaşımın risk kültürünü hızlandırdığını ifade etti.

12. Global Risk Yönetimi Zirvesi hazırlıkları başladı

KRYD’nin amiral gemisi etkinliği olan Global Risk Yönetimi Zirvesinin 12’ncisinin hazırlıklarına başlandığını açıklayan Akdoğan, zirvenin her yıl güncel risk başlıklarına odaklandığını söyledi.

Önceki yıllarda afetler ve iş sürekliliği, çoklu krizler çağında risk yönetimi gibi temaların ele alındığını hatırlatan Akdoğan, önümüzdeki dönemde jeopolitik riskler, yeşil–dijital dönüşüm ve dayanıklılık kavramlarının öne çıkacağını belirtti.

“Güçlü olan değil, uyum sağlayan ayakta kalıyor”

Risk yönetiminin nihai hedefinin “dayanıklılık” olduğunun altını çizen Akdoğan, şirketler için Darwinci bir benzetme yaptı:

“Hayatta kalanlar en büyük ya da en güçlü olanlar değil; değişime en hızlı uyum sağlayabilenler.”

Sigorta sektörünün de bu dönüşümün farkında olduğunu belirten Akdoğan, riskten dayanıklılığa geçiş sürecinde sigortanın kritik rol üstlendiğini ifade etti.

Gençlere tavsiye: Deneyimi paylaşmak bir sosyal sorumluluk

Kariyer yolculuğunu da paylaşan Akdoğan, sigorta ve risk yönetimi alanına ilgi duyan gençlere önemli tavsiyelerde bulundu. Risk yönetiminin yalnızca teknik değil, aynı zamanda entelektüel bir meslek olduğuna dikkat çekti.

“Edindiğiniz deneyimi paylaşmak artık bir tercih değil, sosyal sorumluluk.”

Akdoğan, Türkiye’nin ikinci yüzyılında daha güçlü kurumlar ve daha dayanıklı bir ekonomi için risk farkındalığının yaygınlaşmasının şart olduğunu vurguladı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *