ürkiye bu yaz mevsimi 4 koldan alevlerle kuşatıldı. Bir yandan orman yangınları peş peşe devam ediyor. Sahil kesimlerinin bu yılki bir başka belası ise yat yangınları…
Sadece son 4 ayda 8 büyük yangın vakası yaşandı; tekneler kullanılamaz hale geldi, milyonlarca liralık hasar oluştu, bazı yatlar ise tamamen battı.
Bu tablo, yat sigortacılığı alanında hem sigorta şirketlerinin hem de tekne sahiplerinin daha dikkatli ve bilinçli davranmasını zorunlu kılıyor.
2025’İN İLK YARISINDA YAŞANAN 8 BÜYÜK YAT YANGINI:
Türkbükü (Bodrum): Melinay isimli lüks motoryat yandı ve battı.
Çeşme Dalyan Marina (İzmir): Bir motoryat alev aldı, tamamen kullanılamaz hale geldi.
Bozburun (Marmaris): Tersane iskelesindeki teknede çıkan yangın büyük hasara yol açtı.
Fethiye: Marinada çıkan yangında 3 motoryat ve 1 yelkenli tekne kül oldu.
Bodrum açıkları: Alevlere teslim olan yat, yangının ardından battı.
Orhaniye (Marmaris): "Guess 1" isimli yat çıkan yangında ağır hasar aldı.
İstanbul (Kınalıada): Seyir halindeki yatta yangın çıktı. 16 kişi denize atlayarak kurtuldu.
Marmara Denizi (Erdek): Açokta demirli bulunan 15 metre uzunluğundaki “Illusion” isimli yat, henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı alev aldı.

Sigorta sektörü, bu alandaki artan riski kontrol altına almak için yat sigortası poliçelerini yeniden şekillendiriyor.
Peki bir yat ya da tekne sahibi sigorta yaptırırken nelere dikkat etmeli? Hangi teminatlar mutlaka alınmalı? Eksper süreci nasıl işler? Barınakta duran tekne neden riskli?
Tüm bu soruları Corpus Sigorta Nakliyat, Sorumluluk ve Havacılık Sigortaları Koordinatörü Sevda Karataş Sergici ve Quick Sigorta Nakliyat Sigortaları Müdürü Hakan Yıldırım ile konuştuk.
YAT SİGORTASINDA OLMAZSA OLMAZ TEMİNATLAR
Yat poliçeleri; Yangın ve Patlama, Çarpma, Çatışma ve Karaya Oturma, Hırsızlık, Doğal Afetler ve Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk gibi önemli riskleri teminat altına almaktadır.
Bu poliçelere ferdi kaza, makine hasarları, kişisel eşya, elektronik cihaz, asistans, harp ve grev ek teminatları dahil edilebilmektedir.
Yeni ve yüksek değerli teknelerde yat kloz ve genişletmeler sağlanabilirken, yaşlı teknelerde tam ziya teminatı ön plana çıkmaktadır.
“EKSİK POLİÇE, YANLIŞ BEYAN, RİSKLİ BARINAK: YAT SAHİPLERİNİN EN BÜYÜK HATALARI”
Yat sahiplerinin hasar anında mağdur olmamaları için poliçe tanzimi esnasında tekne ile ilgili bilgileri eksiksiz paylaşmaları önemlidir.
Sevda Karataş Sergici:
Prim avantajı sağlayabilmek için yat sahipleri tarafından gerçek dışı kullanım şekli yani ticari olduğu halde özel kullanım bildirmek, değerinden düşük sigorta bedeli beyanında bulunmak yada sefer sahasının daha kısıtlı bildirmek poliçe tanzimi esnasında fark edemediğimiz hususlar olabilir ancak hasar durumunda tazminat reddine yahut eksik ödemeye yol açabilir.
Hakan Yıldırım da benzer vakalara sık rastladıklarını vurguluyor:
En çok karşılaştığımız beyan hatası, teknenin kullanım amacının doğru verilmemesi. Bireysel gibi gösterilen yat, aslında günübirlik tur yapıyor veya kiralanıyor. Bu ticari kullanım sayılır. Böyle bir durumda hasar anında poliçe geçersiz kalabilir.

“BARINAKLAR SİGORTACININ KIRMIZI ÇİZGİSİ”
Yat sahiplerinin yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri marina sayısının azlığı ve ücretlerin yüksekliği. Bu durum teknelerin uygunsuz alanlarda bağlanmasına neden oluyor. Birçok tekne sahibi fiyatlar daha uygun olduğu için Yunan adalarına yöneliyor.
Yat rizikolarının büyük bölümü, uygun altyapısı olmayan balıkçı barınaklarında veya profesyonel olmayan bağlama alanlarında yaşanıyor. Kamerasız, güvenliksiz, denetimsiz, yangın söndürme sistemlerinden yoksun bu alanlarda meydana gelen rizikolar, çoğu zaman birden fazla tekneyi aynı anda etkileyebiliyor.
Sevda Karataş Sergici, bu ortamların yaratabileceği riskleri şöyle özetliyor:
Bu tür yangın söndürme sistemleri eksik olan bağlama yerlerinde herhangi bir teknede meydana gelebilecek yangın rizikosu, kendi yangın teçhizatı tam ve yeterli olan teknelere de sirayet edebilir ve istenmeyen sonuçlara sebep olabilir. Bu sebepten kendi teknenizde aldığınız önlemler kadar yatınızı emanet ettiğiniz bağlama yerinin de sizin kadar özenli olması gerekir. Bizler güvenliksiz, hasar riski yüksek bağlama yerlerini detaylıca inceleyerek ilerlemeye çalışıyoruz.
Hakan Yıldırım da hasar sonrasında yaşanan erişim ve müdahale sorununa dikkat çekiyor:
Barınakta çıkan rizikolarda marinalardaki gibi önleyici bir güvenlik sistemi olmadığı için gecikmeler yaşanıyor ve bu durumda hasarın büyümesine sebep olabiliyor. Bu durum sigorta şirketlerinin hasar yükünü artırıyor. Sadece yangın değil, hırsızlık, vandalizm gibi rizikolar da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
“EKSPERTİZ RAPORU POLİÇENİN BELKEMİĞİ”
Yat konusunda uzman eksperler tarafından hazırlanan raporlar hem tekne sahiplerinin alması gereken önlemleri belirlemesinde hem de sigortacıların teminat sağlayıp sağlayamayacağını belirlemesinde önemli rol oynuyor.
Sevda Karataş Sergici:
Biz sigortacılar gerek bedel gerekse tekne yaşı yahut fiyatlamamızı ve risk analizimizi etkileyecek bir kriterden dolayı ekspertiz uygun görebiliriz. Bunu teklif aşamasında sigortalımız ile paylaşırız. Teklif kabulünde poliçe tanziminden önce eksperimiz yatı ziyaret eder ve alınması gereken önlemleri hem bizimle hem de sigortalılarımız ile paylaşır. Aslında bu önleyici sigortacılığın da bir adımıdır. Burada en önemli husus sigortalının moralitesi, belirtilen hususları ne kadar dikkate alıp önem gösteriyorsa biz de elimizden gelen desteği veririz. Ancak yatıyla ilgili bir iyileştirmeye gönüllü olmaz ise bu bizim için de teminat vermek hususunda bir soru işareti yaratacaktır.
Hakan Yıldırım ise ekspertizin, sigortalıya da danışmanlık verdiğini vurguluyor:
Biz sigorta şirketleri olarak gerekli gördüğümüz durumlarda ekspertiz yönlendiriyoruz. Ekper göndermek sadece sigorta şirketini koruyan bir durum değil aynı zamanda sigortalıya da danışmanlık hizmeti veren bir durum olarak ortaya çıkıyor. İnsanlar bilmedikleri şeyleri ekspertiz ile öğreniyor, müdahale ediyor ve akiyonlarını alıyor. Bu durumda Sevda Hanım’ın da yukarı da belirttiği önleyici sigortacılığın gerekliliğini ortaya koyuyor.
“İKLİM KRİZİ VE YENİ RİSKLER: YANGIN, HORTUM, SEL…”
Son yıllarda yaşanan orman yangınları, ani fırtınalar ve deniz hortumları, yat sigortacılığında risk haritasını köklü şekilde değiştirdi. Sigorta şirketleri bazı bölgelere teminat vermekte tereddüt ederken, yeni poliçe türleri ve risk değerlendirme yöntemleri geliştiriliyor.
Sevda Karataş Sergici :
Teknelerin sene içerisinde ağırlıklı bağlı bulunacakları bağlama yerleri bizim için önemlidir. Kimi bağlama yerleri coğrafi konumu gereği fırtınalara açık olabiliyor, bazı bağlama yerleri de yine coğrafi özellikleri sebebiyle yangın müdahalesinde eksik kalabilecek durumdadır. Teminat verirken tüm bu hususlara dikkat etmekteyiz ancak yine de istenmeyen hasarlar almaktayız.
Hakan Yıldırım:
Yat sigortalarında yangın riski, zincirleme ve yıkıcı etkileri nedeniyle önemli bir teminat başlığıdır. Özellikle yangının teknede başlayarak tüm yata yayılması durumunda ciddi boyutlarda hasarlar ortaya çıkabilir. Ayrıca, meydana gelen yangınlar sadece tekneyi değil, çevredeki üçüncü şahısları da etkileyerek maddi veya bedeni zararlara neden olabilir. Bu nedenle yat sigortası poliçenizde, üçüncü şahıslara verilebilecek zararlara yönelik ek teminatların bulunup bulunmadığını mutlaka kontrol etmeniz büyük önem taşır.
“YAT SAHİBİ ARTIYOR, BİLİNÇ AYNI ORANDA YÜKSELMİYOR”
Son yıllarda hem sıfır hem de ikinci el yat satışlarında büyük artış yaşanıyor. Peki sigortalılık oranı aynı oranda artıyor mu?
Sevda Karataş Sergici:
Profesyonel marina girişlerinde zaten poliçe zorunluluğu olduğu için otomatik olarak sigortalı oluyorsunuz. Uygulamalar da kendiliğinden sigortalılık oranını artırmış oluyor.
Hakan Yıldırım:
Poliçe sadece kağııtan ibaret değil. Teminat seçimleri, içerikleri , sigortalının teknesine sahiplik bilinci, doğru kullanımı, düzenli bakımı da bu zincirin parçaları.
“YAT SİGORTASI SADECE KAZA ANINDA DEĞİL, ÖNCESİNDE DE KORUR”
Uzmanların ortak uyarısı şu: Yat sigortası yalnızca bir kazadan sonra devreye giren bir araç değil; riskleri önlemeye, sistematik denetim sağlamaya ve finansal güvence oluşturmaya yönelik bir işleyiştir.
Sevda Karataş Sergici:
Doğru beyan, uygun teminat, bilinçli kullanıcı… Bu üçlü olmadan poliçenin güvence işlevi eksik kalır.
Hakan Yıldırım:
Poliçeyi sadece 'hasar olursa öder' diye görmek yerine, bir denetim ve rehberlik mekanizması olarak düşünmek lazım.