Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Güler ile sigorta uzmanı Zeynep Türker'in sunduğu Sigortacı Kafası’nın bu haftaki bölümünde, elektrikli araçlar ve sigorta başlığı tüm boyutlarıyla ele alındı.
Programın konuğu, Sigorta Tatbikatçıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve TSB eski Genel Sekreter Yardımcısı Balkır Demirkan “Elektrikli otomobiller artık tekerlekli dijital varlıklar; riskin kalbi pil, yazılım ve sensörlerde atıyor” dedi. Pil kaynaklı yangınlar, otonom sürüşte kusur ve sorumluluk paylaşımı, sigorta, kasko tasarımı, siber risk ve altyapı gereksinimleri öne çıkan başlıklar oldu.
Elektrikli araçların yükselişi
Elektrikli araçlar dünya genelinde artık ulaşımın vazgeçilmez unsuru haline geliyor. 2024 itibarıyla 57 milyon elektrikli araç yollarda. Bunun 21 milyonu yalnızca Çin’de bulunuyor. Çin’de yeni satılan her 10 araçtan 6’sı elektrikli.
Avrupa’da tablo daha farklı:
Norveç’te oran %40’a yaklaşsa da hâlâ konvansiyonel araçlar ağırlığını koruyor.
Almanya ve Fransa’da elektrikli araç satışları toplam pazarın %20–25 bandında seyrediyor.
ABD’de ise bu oran %20 civarında.
Türkiye’de 2024 yılında satılan yaklaşık 1 milyon aracın %10’u elektrikli oldu. 2023’te 35 bin seviyelerinde olan elektrikli satışları, TOGG’un etkisi ve BYD’nin pazara girişi ile 100 bine ulaştı. Demirkan, bu artışın bir trend değil, kalıcı bir dönüşümün başlangıcı olduğunun altını çizdi.
“Elektrikli araç modası değil, uzun vadeli bir trend. Çin’de ihtiyaç, Batı’da tercih; Türkiye’de ise her iki motivasyon da birlikte çalışıyor.”
Pil ve yangın riski: En büyük tehdit
Elektrikli araçların en kritik parçası olan bataryalar, aynı zamanda en büyük riski oluşturuyor. Çarpma, su teması ya da voltaj dalgalanmalarında piller patlama ve yangın riski taşıyor.
Çin’de bir otoparkta çıkan yangında tek bir elektrikli aracın alev almasıyla onlarca araç kısa sürede yanarak kullanılmaz hale geldi.
Kapalı otoparklarda 1600–1700 dereceye ulaşan ısı nedeniyle yangınların söndürülmesi neredeyse imkânsız hale geliyor.
Pil hasarı yalnızca seyir halindeyken değil, araç park halindeyken bile tetiklenebiliyor.
Demirkan, bu riskin sadece kasko değil, yangın sigortaları açısından da kritik olduğunu vurguladı.
Yazılım ve siber güvenlik: Görünmez risk
Elektrikli araçların donanımı kadar yazılımı da risk yaratıyor. OTA (over-the-air) güncellemeleri, otonom sürüş yazılımları ve sensörler, siber saldırılara açık kapı bırakabiliyor.
“Tesla’nın araçlarına uzaktan yazılım yüklenmesi ve toplu flaşör açılması bunun en bilinen örneği. Siber güvenlik artık kasko kapsamının ayrılmaz bir parçası olmalı.”
Gelecekte kasko poliçelerine siber teminat, şarj istasyonu güvence klozları ve yetkili servis zorunluluğu gibi eklemeler yapılması bekleniyor.
Trafik ve kasko sigortalarında boşluklar
Bugün Türkiye’de elektrikli araçlar, standart trafik sigortasıyla güvence altına alınıyor. Ancak pil veya voltaj kaynaklı hasarlar, ne trafik poliçesinde ne de İMM’de kapsam dahilinde.
Trafik poliçesi maddi ve bedeni zararı kapsasa da pil kaynaklı patlamalar mevcut düzenlemelerde boşluk oluşturuyor.
Kasko tarafında ise araçların yalnızca marka yetkili servislerinde onarılabilmesi, ekosistemde büyük fark yaratıyor.
Çin’de elektrikli araç kasko primleri, konvansiyonel araçlara göre %85 daha pahalı. İngiltere’de ise kasko dengeleri tamamen değişmiş durumda.
“Elektrikli araç kaskosu, konvansiyonel araçlara göre daha pahalı olmak zorunda. Hem pil hem sensör hem de yazılım riskleri maliyetleri artırıyor.”

Otonom sürüş: Kusur kimde?
Araçların otonomi seviyesi arttıkça, sorumluluk tartışmaları da derinleşiyor. Avrupa Birliği’nin GDR2 düzenlemesi yarı otonom sürüş için standart getirirken, Çin’de üretici ve sürücü sorumluluğunu kapsayan özel poliçeler devreye alınmaya başladı.
Direksiyon varsa: Sürücü ve yazılım arasındaki sorumluluk, log kayıtlarıyla ayrıştırılmalı.
Direksiyon yoksa: Kusur, üretici ve yazılım tarafına kayıyor.
Türkiye’de henüz özel bir düzenleme bulunmuyor.
Demirkan, devletin acilen bir “sorumluluk matrisi” hazırlaması gerektiğini vurguladı:
“Bugün 48 farklı trafik çarpışma tipi varsa, yarın elektrikli ve otonom araçlar için de benzer bir matris gerekiyor. Kusur paylaşımı netleşmezse sigorta sistemi tıkanır.”
Altyapı ve enerji ihtiyacı
Elektrikli araçların yaygınlaşması, şehir altyapısında da yeni riskler doğuruyor.
144 dairelik bir sitede 288 aracın aynı anda şarj edilmesi, küçük bir fabrika ölçeğinde enerji gerektiriyor.
Voltaj dengesizlikleri, hem araç pillerinde hem de bina tesisatında risk yaratıyor.
Yangın anında, otoparklarda araçların yan yana olması zincirleme hasar ihtimalini büyütüyor.
Bu tablo, konut sigortaları ve yangın poliçeleri için de yeni düzenlemeleri zorunlu kılıyor.
IntermobIlIte: Geleceğin sigortası
Elektrikli araçların ötesinde, intermobilite çağının geldiğini vurgulayan Demirkan, scooter, paylaşımlı araçlar, toplu taşıma ve bireysel kullanımın entegre olacağı sistemlere dikkat çekti.
Çin’de pili biten araçların değişim istasyonlarında yeni araçlarla değiştirilmesi, paylaşım ekonomisinin geldiği noktayı gösteriyor.
Kullanıcının sürüş tarzı, scooter kullanımı ve hatta yaşam alışkanlıkları (spor, beslenme vb.) mobilite sigortalarının fiyatlamasında rol oynayacak.
“Yakında kasko değil, kişisel mobilite sigortası konuşacağız. Sigorta fiyatlaması sizin yediğiniz yemeğe, kullandığınız scooter’a, sürüş alışkanlığınıza göre belirlenecek.”
Genç sigortacılara çağrı
Program sonunda Demirkan, genç meslektaşlara şu mesajı verdi:
“Sigortacılık geleceğin mesleği. İngilizce, teknoloji okuryazarlığı ve sürekli eğitim kritik. Yapay zekâ, global uygulamalar ve restorans bilgisiyle büyüyen bu alanda gençlere büyük ihtiyaç var.”