Allianz SE, 13. Allianz Motor Day etkinliğinde otonom mobiliteye dair kapsamlı araştırma sonuçlarını paylaştı. Şirket, Avrupa genelinde otonom araçların “ehliyet” alması gerektiğini savundu.
Otonom Mobilitenin Geleceği: Güvenlik ve Sorumluluk Dengesi
Dünyanın önde gelen sigorta ve finans kuruluşlarından Allianz SE, Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen 13. Allianz Motor Day etkinliğinde otonom sürüş teknolojisinin sunduğu fırsatlar ve zorlukları gündeme taşıdı.
Etkinlikte paylaşılan verilere göre Allianz, otonom mobilite sayesinde Avrupa’daki trafik kazalarının 2035’e kadar yüzde 20, 2060’tan itibaren ise yüzde 50’nin üzerinde azalacağını öngörüyor.
Ancak aynı zamanda, otonom sistemlerin güvenliği ve sorumluluğu konusunda ortak standartlara ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Avrupa Genelinde “Otonom Araç Ehliyeti” Çağrısı
Allianz SE Yönetim Kurulu Başkanı Klaus-Peter Roehler, etkinlikte yaptığı konuşmada otonom araçların Avrupa genelinde standart bir sertifikasyon sürecinden geçmesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Otonom mobilite artık bir ‘eğer’ meselesi değil; mesele ne kadar hızlı, güvenli ve adil olduğu.
İnsanlar nasıl ehliyet almak zorundaysa, otonom araçlar da güvenli sürüş kabiliyetlerini kanıtlamalı.
Mobilitenin geleceği otonom olabilir ama güvenlik her zaman insan kontrolünde kalmalıdır.”
Allianz SE, AB çapında tek tip test standardı, kritik kazalar için ortak Avrupa veri tabanı ve araç içi güvenlik verilerine açık erişim önerileriyle politika yapıcılara yol gösteriyor.
AllIanz’ın Önerdiği Yeni Çerçeve
Allianz’ın raporuna göre otonom araçlar için onay süreci, 2022/1426 sayılı AB Yönetmeliği temel alınarak geliştirilmiş yeni bir “Avrupa ehliyeti” sistemine dayanmalı.
Bu süreç; dijital sürüş simülasyonlarını, pratik testleri (frenleme, kaçınma manevraları vb.), gece veya otoyol sürüşleri gibi gerçek dünya testlerini kapsamalı.
Bu öneri, hem üreticiler hem sigorta şirketleri hem de düzenleyici otoriteler için ortak bir güvenlik standardı oluşturmayı amaçlıyor.
AllIanz Teknoloji Merkezi’nden Dikkat Çeken Veriler

Allianz Teknoloji Merkezi’nin 20.000 araç sigortası talebi üzerinden yaptığı analizlere göre:
Otomatik acil frenleme özelliği standart olduğunda arkadan çarpma kazaları %30 oranında azalıyor.
Gelişmiş park sistemleri, park kaynaklı kazaları %66 oranında düşürüyor.
2035’e kadar Avrupa genelinde trafik kazalarında %20, 2060 itibarıyla ise %50’den fazla azalma öngörülüyor.
Ancak Allianz’a göre bu tablo, sigorta dinamiklerinde yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Otonom araçların teknolojik karmaşıklığı arttıkça yazılım arızaları, siber saldırılar ve sensör hasarları gibi yeni teminat alanları gündeme geliyor.
Ortak Avrupa Veri Tabanı ve Şeffaflık Çağrısı
Allianz SE, kazaların nedenlerini analiz etmek ve halkın güvenini artırmak amacıyla üreticiler, sigorta şirketleri ve düzenleyicilerin ortak yöneteceği bir Avrupa veri tabanı kurulmasını öneriyor.
Bu veri tabanı yalnızca güvenlikle ilgili bilgileri içerecek ve şeffaf biçimde paylaşılacak.
Roehler, “Kazaları açıklığa kavuşturmak ve hatalardan ders çıkarmak için bu verilerin paylaşımı şart. Şeffaflık, otonom sürüşe duyulan güveni artıracaktır.” dedi.
Avrupa Tüketicisi Temkinli: Güven Artıyor, Endişe Sürüyor
Allianz SE’nin 7 Avrupa ülkesinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre;
Katılımcıların %56’sı otonom araçların insan sürücüler kadar güvenli olacağını düşünüyor.
%50’si yolculuk süresini başka aktivitelerle değerlendirebilmeyi olumlu buluyor.
%65 oranında katılımcı, otonom araçların yaşlı ve engelli bireyler için özgürlük sağlayacağına inanıyor.
Ancak;
%72’si teknolojiyi “henüz çok yeni ve denenmemiş” olarak görüyor.
%69’u beklenmedik durumlarda sistemin güvenilirliğinden endişe duyuyor.
En fazla güven İtalya’da (%65), en düşük güven ise Birleşik Krallık’ta (%44) ölçüldü.