Gayrimenkul uzmanı Şenay Araç, sigorta ve gayrimenkul sektörünün kesişiminde her geçen gün büyüyen güvenlik ihtiyacını değerlendirdi.
Araç, özellikle deprem sonrası artan risk algısının konut sigortası, DASK, bina tamamlama sigortası ve kira garantili sigortalar gibi ürünleri ön plana çıkardığını belirterek, “Vatandaş artık hem projelerde hem konut alımlarında sigortayı vazgeçilmez bir koruma olarak görüyor. Bina tamamlama sigortası ise kentsel dönüşümün en kritik halkası” dedi.“
Gayrimenkulle sigorta artık birbirinin ayrılmaz bir parçası”
TRT 1 Radyo'da İclal Aydıngöz'ün sunduğu Poliçe programına konuk olan Şenay Araç, Türkiye gibi deprem riski yüksek bir ülkede yaşayan herkes için sigortanın artık temel bir koruma mekanizması olduğunu vurguladı. Gayrimenkul, sigorta ve değerlemenin aslında birbiriyle bağlantılı, üç ayaklı bir bütün olduğunu belirten Araç, son yıllarda yaşanan afetlerin sigorta bilincini daha da artırdığını söyledi.
“Depremden sonra sigortanın önemi çok daha görünür oldu. Sigorta vatandaşın hem zarar etmesini engelliyor hem de girdiği projelerde korunmasını sağlıyor. Aslında üçlü bir yapıdan bahsediyoruz: Gayrimenkul, sigorta ve değerleme. Birbirinden bağımsız düşünmek mümkün değil.”
Sigortanın uzun yıllar yalnızca zorunluluk olarak görülmesinin önemli bir yanlış algı oluşturduğunu belirten Araç, düşük prim ödemek amacıyla yanlış beyan verilmesinin ciddi mağduriyetlere yol açtığının altını çizdi. Hatay depreminden örnek vererek:
“Sigortacı bir arkadaşım bile prim az ödemek için metre kareyi düşük göstermişti. Başına bir şey geldiğinde umduğu tazminatı alamadı. Bu yalnızca bir örnek değil; pek çok vatandaş yanlış beyan nedeniyle mağdur oluyor.”
Kentsel dönüşümde bina tamamlama sigortası: “Artık güvenliğin merkezi”
Kentsel dönüşüm projelerinin yaygınlaştığı bir dönemde, bina tamamlama sigortasının önemi her zamankinden daha fazla. Bu sigorta, müteahhidin projeyi tamamlayamaması durumunda devreye girerek vatandaşın maddi kaybını önlüyor.
Araç, uygulamadaki rolü şu sözlerle anlattı:
“Müteahhit finansı tamamlayamazsa, projeyi yarım bırakırsa, hatta hastalık ya da ölüm gibi bir olay yaşarsa sigorta devreye giriyor ve binayı tamamen bitiriyor. Bu vatandaş için çok büyük bir güvence.”
Ancak müteahhitlerin maliyet nedeniyle bu sigortaya sıcak bakmadığını belirten Araç, son dönemde yaşanan bir örneği paylaştı:
“Geçtiğimiz hafta 250 dairelik bir projede mülk sahipleri bina tamamlama sigortası talep etti. Müteahhitler ise maliyet ve teminat zorunlulukları nedeniyle isteksizdi. Hatta mülk sahipleri kendi alacaklarından feragat etmeyi teklif etti ama yine de süreç ilerlemedi.”
Bu tablo, vatandaşın bilinçlendiğini ancak uygulamada hâlâ direnç olduğunu gösteriyor.
“Konut sigortası da DASK gibi zorunlu olmalı”
Türkiye’de konut sigortasının genelde kredi sürecinde “zorunlu bir işlem” olarak görüldüğünü söyleyen Araç, bu algının acilen değişmesi gerektiğini belirtti. Çünkü DASK’ın kapsamı çok sınırlı:
“DASK yalnızca binanın beton maliyetini karşılıyor. Oysa konut sigortası eşya, yangın, hırsızlık, su baskını gibi birçok riski kapsıyor. Bu yüzden tamamlayıcı konut sigortasının da DASK gibi zorunlu olması gerektiğini düşünüyorum.”
Araç ayrıca vatandaşın DASK’tan piyasa değerinde tazminat alacağı yönündeki yanlış algıyı da düzeltmek gerektiğini söyledi:
“Urfa’da da Bebek’te de DASK primi aynı. Ama değerler aynı mı? Elbette değil. DASK inşaat maliyetine bakar, piyasa değerine değil. Bu yanlış algı hâlâ çok yaygın.”
Sigortasız esnaf dramı: “17 dükkândan sadece biri sigortalıydı”
Sigortanın önemini anlamak için riskin gerçekleşmesini beklemenin büyük bir hata olduğuna dikkat çeken Araç, yakın zamanda yaşanan bir yangın örneğini paylaştı:
“İki ay önce İstoç’ta 17 dükkân yandı. Sadece bir tanesi sigortalıydı. Diğer esnaflar yangını izleyerek rızıklarının yok oluşunu seyretti. Sigorta olmadığında yaşanan pişmanlık tarifsiz.”
PROGRAMI DİNLEMEK İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYIN⬇️

Doğru beyan ve değerleme tazminatı belirliyor
Konut sigortası ve değerleme süreçlerinin birbirini tamamladığını belirten Araç, yanlış beyanın yalnızca primi düşürmediğini, aynı zamanda tazminatı da doğrudan etkilediğini hatırlattı:
“Prime değil doğru bilgiye odaklanın. Gerçek değerlerle hareket edilmezse tazminat da gerçek olmaz.”
Deprem bölgesinde DASK bilinci ve eksikler
Deprem bölgesinde gayrimenkul satışlarında DASK zorunlu olsa da halkın hâlâ doğru bilgiye sahip olmadığını belirten Araç:
“Tapuda işlem yapılamıyor artık DASK olmadan, bu olumlu. Ama DASK’ın piyasa değerini karşılamadığı hâlâ bilinmiyor. DASK’ın kapsamı ve limiti mutlaka artırılmalı.”
Tamamlayıcı konut sigortasının bölge için zorunlu olmasının, ileride yaşanacak olası riskler karşısında koruyucu bir adım olacağını ifade etti.
Akıllı ev ve yeşil bina trendi sigorta sektörünü dönüştürüyor
Yeni projelerde çevre dostu ve akıllı bina konseptlerinin yaygınlaştığını söyleyen Araç:
“Duman sensörleri, güvenlik kameraları, yangın merdivenleri gibi unsurlar maliyeti artırıyor ama sigorta primlerini de etkiliyor. Bunların hepsi vatandaşın güvenliğini sağlamak için yapılan iyileştirmeler.”
Emlak profesyonellerinin sigorta farkındalığındaki rolü
Emlak profesyonellerinin yalnızca satış gerçekleştiren kişiler olmadığını, aynı zamanda sigorta farkındalığını artırmada önemli bir köprü görevi gördüklerini vurgulayan Araç:
“Risk analizi yaptığınızda müşteri güven duyuyor. Proje satışlarında sigortalı yapı bilgisi vermek ciddi bir farklılık yaratıyor. Kiracı–mülk sahibi ilişkilerinde de doğru poliçeler köprü görevi görüyor.”
Kira garantili sigortalar: Yeni fakat güçlü bir koruma
Türkiye’de yeni yeni yaygınlaşan kira garantili sigortaların yatırımcılar için büyük avantaj sağladığını anlatan Araç, sistemin nasıl işlediğini şöyle özetledi:
“Kiracı kira ödemezse sigorta devreye giriyor ve mülk sahibinin zararını karşılıyor. Bu sigortanın maliyetini mülk sahibi ödüyor ve tutar kira miktarına göre değişiyor. 12 bin TL ile 80 bin TL arasında olabiliyor. Aslında kaskodan ucuz bir sigorta türü.”
Bu ürünün zamanla daha fazla yaygınlaşacağını düşündüğünü de belirtti.
Sigorta–gayrimenkul işbirliğinde gelecek: Dijital değerlendirme, yeşil projeler, zorunlu afet sigortası
Önümüzdeki beş yılda emlak ve sigorta sektörünün daha fazla ortak alanda buluşacağını ifade eden Araç, şu başlıkların öne çıkacağını söyledi:
Akıllı evlerde risk skorlaması
Kira garantili sigortalar
Bina tamamlama sigortasının yaygınlaşması
Yeşil sertifikalı projelerde sigorta süreçleri
Dijital değerleme mekanizmaları
Ayrıca 2026’da devreye girmesi beklenen Zorunlu Afet Sigortası’nın sektör açısından büyük bir yenilik olacağını vurguladı.
“Gayrimenkul sigortayla yürüyen bir sektör ve bu bütünlük güçlenmeli”
Program boyunca verdiği örnekler ve değerlendirmelerle sigortanın gayrimenkul sektöründeki kritik rolünü ortaya koyan Şenay Araç, sigortalılık oranlarının artırılması gerektiğini, doğru beyan ve bilinçli hareket edilmesinin hem bireyleri hem de yatırımcıları koruduğunu hatırlatarak sözlerini noktaladı.