IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi: “Blokzincir yalnızca bir teknoloji değil, sigortacılığın iş modelini yeniden tanımlayan yapısal bir dönüşüm.”
Küresel sigorta sektöründe blokzincir tabanlı uygulamalar hızla yaygınlaşırken, geleneksel sigortacılığın temel yapısını kökten değiştiren yeni modeller dünya genelinde güçlü bir ivme kazanıyor. SNS Insider’ın yayımladığı son rapor, blokzincir-in-surance pazarının 2033 yılına kadar 82,56 milyar dolara ulaşacağını ortaya koyuyor. Akıllı sözleşmeler, parametrik sigortalar, merkeziyetsiz risk havuzları ve otomasyona dayalı süreçler, sigortacılığın gelecekteki mimarisini yeniden şekillendiriyor.
Bu dönüşümü hem küresel perspektiften hem de Türkiye bağlamında değerlendiren IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, blokzincirin yalnızca teknik bir yenilik olmadığını; poliçe yönetiminden risk modellemeye, müşteri deneyiminden reasürans süreçlerine kadar sektörün tüm bileşenlerini dönüştüren büyük bir paradigma değişimi olduğunu vurguluyor.
“hem geleneksel süreçleri dijitalleştiriyor hem yeni ürün kategorileri yaratıyor”
Murat Çiftçi’ye göre blokzincirin sigorta sektöründeki etkisi iki büyük eksende ortaya çıkıyor. İlk eksen, sigortacılığın yıllardır manuel ilerleyen süreçlerinin dijitalleşmesi ve otomasyonla yeniden tasarlanması. Poliçe kaydı, mutabakat, hasar takibi, dolandırıcılık kontrolü, müşteri kimlik doğrulaması gibi kritik süreçler blokzincir sayesinde çok daha güvenli, şeffaf ve hızlı bir yapıya kavuşuyor.
İkinci eksen ise sigortacılıkta yepyeni bir ürün mimarisini beraberinde getiriyor:
Merkeziyetsiz finans (DeFi) tabanlı sigortacılık, tokenize risk havuzları, peer-to-peer poliçe modelleri ve akıllı sözleşme temelli tazminat yapıları.
Çiftçi, bu dönüşümü şu sözlerle özetliyor:
“Blokzincir, klasik süreçleri dijitalleştirmekle kalmıyor; sigorta sektöründe daha önce olmayan yeni ürün modellerini mümkün kılıyor. Tokenize risk havuzları, kolektif sermaye yapıları, akıllı sözleşmeyle tetiklenen ödemeler hem hız hem maliyet avantajı sağlıyor. Parametrik sigortaların büyümesi bunun en net örneği.”
“tüketici koruması ve regülasyon hâlâ kritik”
Dünyada Bitcoin ve Ethereum temelli hayat sigortacılığı gibi merkeziyetsiz sigorta modellerinin hızla geliştiğini belirten Çiftçi, bu yapıların sektöre ciddi avantajlar sağladığını ifade ediyor:
Sınır ötesi düşük maliyetli sigortacılık
Hızlı tazminat süreçleri
Açık, değiştirilemez kayıtlarla yüksek şeffaflık
Bankasız veya finansal erişimi kısıtlı bölgelerde kapsayıcılık
Parametrik tetikleyicilerle anında ödeme
Ancak tüm bu avantajların yanında önemli riskler bulunduğunu da özellikle vurguluyor:
“Regülasyon eksikliği merkeziyetsiz sigortacılığı riskli hâle getirebilir. Tüketici koruması, vergi yapısı, sermaye gereksinimleri ve uyum mekanizmalarının belirsiz olması müşteri mağduriyetine yol açabilir. Ayrıca oracle hataları, akıllı sözleşme açıkları ve kötü niyetli saldırılar küresel örneklerde ciddi zararlara neden olabiliyor.”
“Parametrik ürünlerden reasürans mutabakatına kadar blokzincir çok geniş bir alanda kullanılıyor”
Çiftçi, blokzincirin sigortacılıktaki kullanım alanlarını geniş bir çerçevede değerlendiriyor:
1. Parametrik Sigortalar
Hava durumu, deprem, tarım verimi gibi objektif ölçümler, blokzincir tabanlı akıllı sözleşmelere aktarılıyor. Şart gerçekleştiğinde ödeme otomatik yapılıyor.
“Dünya Bankası’nın parametrik çözümleri blokzincirle entegre edildiğinde ödeme süreleri dakikalar seviyesine iniyor.”
2. Hasar Yönetimi ve Dolandırıcılık Önleme
Değiştirilemez blokzincir kayıtları sayesinde:
Kimlik sahteciliği azalıyor,
Poliçe geçmişi doğrulanıyor,
Ekspertiz raporları manipüle edilemiyor,
Hasar tespit ve ödeme süreçleri hızlanıyor.
3. Reasürans Mutabakatı
Blokzincir sayesinde taraflar aynı veriye eş zamanlı erişiyor ve bu durum hem mutabakat süresini kısaltıyor hem hataları azaltıyor.
Çiftçi’ye göre:
“Reasürans süreçlerinde blokzincirle sağlanacak şeffaflık ve veri standardizasyonu sektör için devrim niteliğinde.”
“Mevzuatın netleşmesi, sandbox uygulamaları ve ortak veri standardı”
Türkiye’de blokzincir tabanlı sigortacılığın uygulanması için hukuki çerçevenin henüz tam olarak oturmadığını belirten Çiftçi, yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
Blokzincir tabanlı sigorta ürünlerinin tüketici hakları, vergi düzenlemeleri, sermaye yeterliliği ve uyum şartları açısından mevzuatta açık şekilde tanımlanması
Regülatör ve sigorta sektörü iş birliğinde sandbox ortamlarının oluşturulması
Oracle güvenliği için standartların belirlenmesi
Sigorta şirketleri, reasürörler ve teknoloji sağlayıcılar arasında ortak veri ve API standardının kurulması
Yeni ürünlerde şeffaf bilgilendirme yükümlülüğünün net bir çerçeveye oturtulması
Çiftçi, Türkiye’nin bu dönüşümde geç kalmadığını vurgulayarak ekliyor:
“Doğru mevzuat ve teknik altyapı adımlarıyla Türkiye blokzincir tabanlı sigortacılıkta güçlü bir oyuncu olabilir. Bunun için regülatör-sektör-teknoloji üçgeninin birlikte çalışması şart.”
“Blokzincir Türkiye sigorta sektörüne birçok avantaj sunar; ancak teknoloji riskleri göz ardı edilmemeli”
Çiftçi’ye göre blokzincir, Türkiye sigorta sektöründe şu faydaları sağlayacak:
- Poliçe ve hasar işlemlerinde büyük hız
- Dolandırıcılığın önemli ölçüde azalması
- Mikro-sigorta ve parametrik ürünlerle daha geniş müşteri erişimi
- Reasürans süreçlerinde şeffaflık ve hız
- Operasyon maliyetlerinde düşüş
Ancak bu faydaların yanında teknoloji risklerinin de ciddiye alınması gerektiğini belirtiyor:
- Akıllı sözleşme açıkları
- Oracle veri hataları
- Token tabanlı havuzlarda likidite ve volatilite riskleri
- Değerleme belirsizlikleri
Çiftçi’ye göre, mevzuat netleşmeden yaygınlaştırılan ürünler hem tüketiciyi hem kurumları risk altına sokabilir.
“Türkiye gelişmeleri yakından izliyor; yaklaşım temkinli ama yeniliğe açık”
2024–2025 döneminde Türkiye’de kripto varlık ve blokzincir düzenlemelerinin hız kazandığını hatırlatan Çiftçi, sigorta sektörünün de bu dönüşümü yakından izlediğini belirtiyor. Kamu otoritelerinin, sigorta şirketlerinin ve brokerlerin uluslararası trendleri takip ettiğini; Dünya Bankası, IAIS ve global raporların Türkiye’ye yol gösterdiğini ifade ediyor.
“Türkiye’nin yaklaşımı gerçekçi ve dengeli. Fırsatlar görülüyor ancak tüketici koruması ve sistemik riskler nedeniyle adımlar dikkatle atılıyor. IBS olarak biz de inovasyonu yakından takip ederken, aynı zamanda regülatif uyum ve operasyonel kontrol mekanizmalarını en güçlü şekilde işletiyoruz.”