BMS Group Türkiye Genel Müdürü Kerim Gürkan, şirket olarak sponsoru oldukları “Mühendislik Sigortalarının İnşaat Projeleri Riskleri Yönetimindeki Önemi” başlıklı kitabın yazarı olan ve aynı zamanda Dr. Yavuz Bacak ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi.
Sektörde hem akademik hem de profesyonel deneyimiyle öne çıkan Dr. Bacak, mühendislik sigortalarının işlevini, hasar yönetimi süreçlerindeki rolünü ve Türkiye’deki uygulama örneklerini tüm yönleriyle değerlendirdi.
Risklerin gerisinde değil, önünde durmak
İlk olarak, inşaat sektörünün yapısal risklerine dikkat çeken Dr. Yavuz Bacak, mühendislik sigortalarının yalnızca finansal teminat değil, projenin sürdürülebilirliği için stratejik bir araç olduğunu vurguladı:
“İnşaat projelerinde karşılaşılan riskler yalnızca ekonomik değil; iş güvenliği, zaman kaybı, üçüncü şahıs zararları gibi çok yönlü sonuçlar doğurabiliyor. Mühendislik sigortaları, bu risklerin etkin yönetimi için hayati bir risk transfer mekanizmasıdır. Sigorta, riskin gerçekleşmesini bekleyen bir çözüm değil; doğru analiz, fiyatlama ve önleme stratejilerinin bir bütünüdür.””
Bolu Tüneli örneği: 105 milyon dolarlık sigorta katkısı
Gürkan’ın “Uygulama sahasından dikkat çekici bir örnek var mı?” sorusuna Dr. Bacak, Bolu Dağı Tüneli’nde yaşanan hasarı örnek göstererek yanıt verdi. 1999 Düzce Depremi sonrası yaşanan göçük ve viyadük eğilmesi sonucunda, proje kapsamındaki mühendislik sigortası poliçesiyle 105 milyon dolarlık hasar ödemesi gerçekleştirildiğini belirtti:
“Bu ödeme sayesinde projenin tamamlanması mümkün oldu. Bu örnek, sigortanın sadece zarar telafisi değil; projeyi ayakta tutan bir yapı taşı olduğunu gösteriyor.”
Türkiye'de hasar/prim oranı %150'yi geçti
Dr. Bacak, mühendislik sigortalarının Türkiye'deki mevcut durumunu değerlendirirken çarpıcı veriler paylaştı. Son üç yılda sektördeki hasar/prim oranlarının %113, %136 ve %158 seviyelerinde gerçekleştiğini belirtti. Bu durumun, sigorta poliçelerinin doğru yapılandırıldığında ne kadar etkin bir çözüm sunduğunun kanıtı olduğunu ifade etti:
“Ödenen hasar, alınan primin üzerinde. Bu hem projelerin karmaşıklığını hem de sigortanın gerçek değerini gösteriyor. Ancak sektör hâlâ düşük penetrasyonla ilerliyor; bu bilinç arttıkça poliçe yaygınlığı da artacaktır.”
Türk müteahhitler küresel başarıda, sigorta kritik destek unsuru
Söyleşide, Türk müteahhitlerinin uluslararası pazarlardaki etkinliği de gündeme geldi. Dr. Bacak, 135 ülkede 12 binden fazla projeyi başarıyla üstlenen Türk müteahhitlik sektörünün, risklerini etkin yönettiği ölçüde sürdürülebilirlik sağladığını vurguladı:
“İnşaat sadece beton dökmek değil; her yeni proje yeni risk demek. Bu riskleri yöneten firmalar ayakta kalıyor. Küçük ve orta ölçekli yükleniciler için sigorta adeta bir kaldıraç etkisi yaratıyor.”
Yapay zekâ, drone ve dijital analizlerle yeni bir dönem
Mühendislik sigortalarının teknolojik gelişmelerle birlikte yeniden tanımlandığını belirten Bacak, sektörde yapay zekâ tabanlı risk modelleme, drone ile hasar tespiti, Crack Analysis gibi yeni nesil çözümlerin artık standart hale geldiğini söyledi:
“Bugün sigorta şirketleri, navigasyon sistemleriyle risk haritalaması yapabiliyor, drone'larla envanter çıkarabiliyor. Bu teknolojiler sadece hasar sonrası değil, hasar öncesinde de proaktif bir güvenlik sunuyor.”
Risk yönetimi bilinci: Türkiye'de yolun başındayız
Dr. Bacak’a göre, Türkiye’de mühendislik sigortalarına dair genel farkındalık artıyor ancak henüz yeterli seviyede değil. Bazı yüklenicilerin sigorta kavramını dahi bilmediğini, bazılarının ise yüksek profesyonellikle yönettiğini belirten Bacak, bu alandaki eğitim ve teknik kadro ihtiyacına dikkat çekti.
“Sigorta, hasar olduğunda değil; hasar olmadan önce de fark yaratmalı. Bu da ancak güçlü bir risk mühendisliği kültürüyle mümkün olur.”
Sigorta sadece tazminat değil, sürdürülebilirliktir
Söyleşinin sonunda BMS Group Türkiye Genel Müdürü Kerim Gürkan, sigorta sektörünün büyümesi için doğru anlatımın, teknik rehberliğin ve şeffaf uygulamaların önemini vurgularken, Dr. Bacak da mühendislik sigortalarının çok paydaşlı, çok katmanlı bir sistemde “dayanıklılık stratejisi” olarak görülmesi gerektiğini belirtti:
“Sigorta şirketleri, brokerlar, yatırımcılar, mühendisler, yükleniciler… Hepsi bu çemberin birer parçası. Mühendislik sigortaları, sadece bir teminat değil; yatırımın, üretimin ve toplumsal kalkınmanın sigortasıdır.”
