Sol Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Advertisement
14.10.2025
weather
15°
Sigorta Kulisi Sektör Değer kaybı sigorta sektörünü zorluyor: 2025’te 25 milyar TL’lik fatura

Değer kaybı sigorta sektörünü zorluyor: 2025’te 25 milyar TL’lik fatura

Değer Aksigorta GMY Soner Akkaya, “Sigortacı Kafası” programında değer kaybı tazminatlarını değerlendirdi: 2024’te 19 milyar TL’ye ulaşan ödemeler, mevzuat boşluğu ve real değer kaybı hesaplamasıyla gündemde

Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Soner Akkaya, trafik sigortalarında en çok tartışılan teminatlardan biri olan değer kaybı konusunu tüm yönleriyle değerlendirdi.

Araç Tamir Oluyor, Değer Kaybı Kalıyor

Trafik kazalarının ardından araçlar tamir edilse bile ikinci el piyasasında değer kaybı çoğu zaman kalıcı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Soner Akkaya, Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen ile sigorta uzmanı Zeynep Türker'in sunduğu Sigortacı Kafası programında yaptığı açıklamada, değer kaybının aslında bir aracın kaza öncesi ve sonrası ikinci el satış bedeli arasındaki fark olduğunu hatırlattı.

Akkaya, “Bir aracın marka, model, kilometre, yaş ve kullanım tarzı kadar geçmiş hasar kayıtları da satış bedelini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Değer kaybı dediğimiz kavram da bu hasar geçmişinden doğan farktır. Yani araç onarılsa bile ikinci el piyasasında bir iz kalıyor” dedi.

2025 yılı itibarıyla trafik sigortalarında 300 bin TL maddi teminat limiti bulunduğunu hatırlatan Akkaya, değer kaybının da bu limitin altında karşılanan bir hasar türü olduğunu belirtti.

Değer Kaybı Satış Olmadan da Oluşabiliyor

Akkaya, bir aracın değer kaybının ancak satışla netleştiği görüşüne katılsa da, yargı kararlarının satış gerçekleşmeden de değer kaybının tazmin edilebileceğini kabul ettiğini söyledi:

“Aslında mantıken bir araç satılmadıkça değer kaybı oluşmamış gibi görünür. Ancak uygulamada ve mahkeme kararlarında satış beklenmeden de bu kaybın tazmin edilebilir olduğu kabul ediliyor.”

Bu durumun zamanla trafik sigortası poliçelerinde kalıcı hale geldiğini belirten Akkaya, “Başlangıçta çok sınırlı olan bu uygulama, sonrasında genel şartlara da girdi ve artık trafik sigortasında ödenen bir hasar türü haline geldi” ifadelerini kullandı.

2021’den 2023’e: Formül, Düzenleme ve Anayasa Mahkemesi Kararı

Değer kaybı tazminatının hesaplanması uzun süre tartışma konusuydu. 2021’de Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından bir hesaplama formülü belirlenmiş, bu formül araç yaşı, kilometresi, hasarın boyutu ve onarım şekli gibi teknik kriterleri temel almıştı.

Akkaya, “Bu formül eksperlerin işini kolaylaştırdı ve sektörde ortak bir dil oluşturdu. Ancak 2023 yılında Anayasa Mahkemesi’nin iptaliyle birlikte mevzuatta ciddi bir boşluk doğdu. Yeni düzenleme gelmeyince sistem tamamen yoruma dayalı hale geldi” dedi.

600 Bin Dosya, 25 Milyar TL Ödeme

Değer kaybı hasarlarının sektörde hızla arttığını belirten Akkaya, çarpıcı rakamlar paylaştı:

2017’den bu yana sigorta sektörü tarafından işlenen değer kaybı dosyası sayısı 600 bini geçti.

2022’de değer kaybının toplam trafik hasar ödemeleri içindeki payı %13-14 seviyesindeyken, 2024 itibarıyla %23’e yükseldi.

2022’de 3 milyar TL olan değer kaybı ödemesi, 2023’te 7,5 milyar TL’ye, 2024’te ise 19 milyar TL’ye çıktı.

2025 sonunda sektörün yaklaşık 25 milyar TL değer kaybı ödemesiyle yılı kapatması bekleniyor.

Akkaya, “Bu artışı sadece enflasyon ya da araç fiyatlarındaki yükselişle açıklamak mümkün değil. Esas neden 2023’teki yasal boşluk ve hesaplama yönteminin ortadan kalkması” dedi.

Her Hasar Değer Kaybı Değil

Değer kaybı ile maddi hasar kavramlarının sıklıkla karıştırıldığını vurgulayan Akkaya, her kazanın değer kaybı oluşturmadığını belirtti:

“Bir aracın değer kaybı talep edebilmesi için kazada kusurunun olmaması gerekir. Tek taraflı kazalarda veya sürücünün kusurlu olduğu durumlarda değer kaybı tazminatı doğmaz.”

Ayrıca değer kaybı talepleri için 2 yıllık bir zamanaşımı süresi bulunduğunu hatırlattı.

Tahkim Başvurularında Patlama

Anayasa Mahkemesi kararı sonrası oluşan mevzuat boşluğu, sigorta şirketleriyle hak sahipleri arasındaki anlaşmazlıkları artırdı.
Akkaya, Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuruların %95’inin trafik branşından, bunların da yaklaşık %60’ının değer kaybı dosyalarından oluştuğunu söyledi.

“Bugün tahkimdeki her iki dosyadan biri değer kaybı dosyası. Çünkü sigorta şirketinin sıralı sistemle atadığı eksperin hesapladığı tutar ile tahkimdeki bilirkişinin hesapladığı tutar arasında ciddi farklar oluşuyor.”

“Real Değer Kaybı” Dönemi: Belirsizlik Artıyor

Anayasa Mahkemesi’nin iptali sonrası sektörde “real değer kaybı” adı verilen yeni bir hesaplama anlayışı ortaya çıktı.
Bu sistemde araçların kaza öncesi ve sonrası piyasa değerleri kıyaslanıyor ancak bu yöntemin hiçbir objektif veriye dayanmadığını belirten Akkaya, “Aynı aracın 10 farklı eksper tarafından 10 farklı rakamla değerlendirilmesi mümkün” dedi.

Bu durumun hem sigorta şirketleri için ek maliyet, hem de sigortalılar için belirsizlik yarattığını ifade eden Akkaya, “Eksperin yazdığı tutar tamamen yoruma dayalı olunca aynı dosya için bile farklı sonuçlar çıkıyor. Bu da tahkime gidişleri artırıyor” diye konuştu.

Yeni Dönem İçin Öneri: Ortak Formül Şart

Sektördeki belirsizliği gidermek için çözüm önerisini de paylaşan Akkaya, “Hem sigorta şirketlerini hem sigortalıları mağdur etmeyecek ortak bir metodoloji oluşturulmalı” dedi.

“Tıpkı bedeni hasarlarda olduğu gibi değer kaybı için de bir ‘baremo’, yani sabit bir hesaplama cetveli oluşturulmalı. Araç markasına, modeline, hasarın türüne göre objektif bir formül geliştirilmeli. Böylece herkesin baştan neyle karşılaşacağını bildiği bir sistem kurulabilir.”

Akkaya ayrıca yeni düzenlemenin kanun düzeyinde yapılması gerektiğini vurgulayarak, “2023’teki iptalin gerekçeleri dikkate alınmazsa, yeni formül yine aynı akıbete uğrayabilir” uyarısında bulundu.

Sigorta Sektörünün Geleceğine Dair Mesaj

Konuşmasının sonunda sigortacılığın geleceğine ilişkin görüşlerini de paylaşan Soner Akkaya, sektörün hem yüksek potansiyele hem de uluslararası entegrasyona sahip olduğunu belirtti:

“Sigortacılık kadar dünya ile entegre başka bir sektör bulmak zor. Reasürans yapısı, küresel brokerler, uluslararası şirketler... Hepsi Türkiye’de aktif. Bu sektör dinamik, sürekli değişen ve gençler için fırsatlarla dolu bir alan.”

Gençlere de çağrıda bulunan Akkaya, “Sigortacılık hâlâ çok tanınmayan ama hızlı kariyer imkânı sunan bir sektör. Bu alana yönelen gençler kısa sürede fark yaratabilir” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *