Anadolu Sigorta’nın 100. kuruluş yılı vesilesiyle Türkite Sigorta Birliği Başkanı Uğur Güler ile sigorta uzmanı Zeynep Türker'in sunduğu “Sigortacı Kafası” programına konuk olan Genel Müdür Z. Mehmet Tuğtan, sigortacılığın tarihsel misyonundan geleceğe dair projelere, sürdürülebilirlikten gençlere yönelik insan kaynakları stratejilerine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet’in Yapı Taşı: Anadolu Sigorta
Tuğtan, Anadolu Sigorta’nın, Cumhuriyet’in iktisadi bağımsızlık vizyonuyla 1925 yılında kurulduğunu hatırlatarak, şirketin tarihsel rolünü şöyle özetledi:
“Anadolu Sigorta yalnızca bir sigorta şirketi değil, Cumhuriyet’in ekonomik kalkınma hamlesinin ilk temsilcilerinden biridir. 8 Mart 1925’te Türkiye İş Bankası eliyle kurulduğumuz günden bu yana kamu binalarından sanayi tesislerine kadar ülkenin tüm varlıklarına teminat vererek ilerledik.”
Afetlerde Toplumsal Dayanışma: ‘Topluma Verilmiş Söz’
Tuğtan, Anadolu Sigorta’nın geçmişten bugüne afetler karşısındaki sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini belirtti:
“1929 Tahtakale, 1942 Zeynep Hanım Konağı, 1954 Kapalıçarşı ve 1975 Sultanahmet yangınları... Hepsinde hızlı ödeme yaptık.
1992 Erzincan, 2011 Van, 2020 Elazığ ve İzmir depremleri ile nihayetinde 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremde de kayıpları geri getiremeyiz ama ekonomik iyileşmenin en önemli destekçilerinden biri olduk.”
Anadolu Sigorta: Sigortacılığın Okulu
Anadolu Sigorta’nın sektör içindeki öncü rolüne dikkat çeken Tuğtan:
“Türkiye’de ilk sağlık sigortasını 1980’lerde, ilk konut paket poliçesini 1984’te, ilk elektronik cihaz sigortasını 1986’da sunduk. Hukuksal koruma ve mesleki sorumluluk sigortaları gibi birçok ürünün sektöre girişinde öncülük ettik. Bu yönümüzle sigortacılığın okulu olduk.”
Sektöre kazandırılan binlerce nitelikli sigorta profesyonelinin kariyer yolculuğuna Anadolu Sigorta'da başlaması da bu kimliğin güçlü bir kanıtı. Şirket, bilgi üretimi ve insan kaynağı gelişiminde hâlâ merkezi rol oynuyor.
Cumhuriyet ve Sigorta Tarihi Birleşti: 100. Yıl Galası
Tuğtan, 100. yıl etkinliklerinin yalnızca kurumsal bir gösteri değil, toplumsal belleğe katkı sunan bir anlatı olduğunu ifade etti:
“Galada Cumhuriyet tarihini, Anadolu Sigorta’nın ekonomik ve toplumsal gelişime nasıl eşlik ettiğini müzik, dans ve sahne performanslarıyla aktardık. Bu, kurumsal değil duygusal ve kültürel bir anlatıydı.”
Sürdürülebilirlik Projeleri: ‘Mış Gibi Değil, Gerçekten İnanarak’
Anadolu Sigorta’nın sürdürülebilirlik alanındaki projelerine de değinen Tuğtan:
“Bir Usta, Bin Usta projesiyle kaybolmaya yüz tutmuş 50 meslekten bin usta yetiştirdik.
Ormanın Gözleri projemizle bugüne dek 16 insansız kuleyle 550 bin hektar ormanı izleyerek 155 yangını önceden tespit ettik.
Anadolu Kütüphaneleri projemizle 26 okulda 35 bin kitapla 16 bin öğrenciye ulaştık.
Turmepa iş birliğiyle deniz temizliği projelerine de destek veriyoruz.”
Yenilikçilik ve Girişimcilik: Çift Elli Organizasyon Modeli
Tuğtan, şirketin hem bugünü hem geleceği aynı anda yöneten “çift elli organizasyon” anlayışıyla hareket ettiğini belirtti:
“Sol elimizle bugünün işlerini sürdürüyor, sağ elimizle geleceği inşa ediyoruz. Yapay zekâ, robotik süreçler, start-up iş birlikleri ve dijital dönüşüm bizim için artık moda değil, işin kendisi. Girişimcilik ekosistemine yatırım yapıyoruz.”
World Cup All Star hızlandırma programı ve Maxis Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile girişimcilere somut destek sunuluyor.
Gençlere Açık Kapı: ‘Deneyim Değil Potansiyel Arıyoruz’
İnsan kaynakları vizyonunu anlatan Tuğtan:
“Anadolu Sigorta’da 29 mühendislik branşından istihdam yapıyoruz. Ankara, Karatay ve Marmara Üniversiteleriyle iş birliğiyle akademik içeriklerimizi gençlerle paylaşıyor, laboratuvar ortamında uygulamalı eğitim veriyoruz. Bu bir iş değil, bir sorumluluk.”
Mehmet Tuğtan’ın Kişisel Hedefi: “Topluma Fayda Üretmek”
Programın sonunda kişisel vizyonunu paylaşan Tuğtan, Anadolu Sigorta’nın ikinci yüzyılında da aynı kararlılıkla ilerleyeceklerini vurguladı:
“Amacım, Anadolu Sigorta’nın topluma fayda sağlayan kaldıraç gücünü artırmak. Daha çok kuruma, kişiye, sektöre değer katmak ve bu sorumluluğu geleceğe taşımak.”
